Yapay Et: Gelişmeler, Endüstrisi, Olumsuz Yanları, Araştırmalar

Laboratuvarda üretilen et endüstrisi 2018’de büyük bir gelişme kaydetti. Bu gelişmeler, çiftlikte yetiştirilen hayvanların kesilmesi ile elde edilen ete göre karbon salınımı çok daha az olan bir et üretim yöntemine geçişin de yolunu araladı. 2025’e kadar laboratuvarda üretilen etlerin seri üretimine geçilebileceği tahmin ediliyor. Böylece insanlığın karbon salınımında önemli bir azalma sağlanarak ekolojik felaketin önlenmesi için olumlu bir adım atılmış olacak.

2018’de, laboratuvarda et üreten girişimler toplam 50 milyon Dolar yatırım aldı. Bu sayı, 2015’ten bu yana endüstriye yapılan yatırımların iki katından daha fazla. Neticede sektöre yapılan toplam yatırım 73,3 milyon Dolar’a erişti. Yatırımlara, hayvandan alınan hücrelerin laboratuvarda çoğaltılmasının yanı Sıra, Impossible Burger gibi tamamen bitki tabanlı alternatiflere yapılan yatırımlar da dahil.


Çevreye Zararı Az:

Yapay etlerin daha iyi üretilmesi küresel karbon salınımına olumlu etki edebilir. 2018’de hazırlanan bir rapora göre, et severlere ‘temiz dana eti’ sunmak, geleneksel et üretim yöntemlerine kıyasla sera gazı salınımında yüzde 74 ile 87 oranında azalma sağlayabilir. Ayrıca laboratuvarda et üretmek için yüzde 95 daha az alana ihtiyaç var. Dahası, suni gübrelerin denize karışıp deniz canlılarını yok etmesinin de önüne geçileceği için gıda kirliliği de yüzde 94 azaltılmış oluyor. Tavuk eti üretiminde de laboratuvarda üretim, geleneksel yöntemlere göre yüzde 67 daha az yer kaplıyor.

Laboratuvarda üretilen etler, hayvanlardan kök hücre alınması ve bunların laboratuvarda besleyici bir sıvının içine konularak büyütülmesi ile elde ediliyor. Bu süreçte hayvan öldürmeye gerek kalmıyor. Aslında bunun, bir bitkiden bir dal alıp onu toprağa dikerek yeni bir bitki elde etmekten hiçbir farkı yok. Ama bazı dini ve etik tartışmalarda laboratuvarda elde edilen ürünün et olarak kabul edilip edilmeyeceği üzerine farklı görüşler ortaya atıldı.

 


Olumsuz Yanları:

Bazı araştırmacılar ise laboratuvarda üretilen etlerin güvenilirliğini sorguluyor. Oxford Üniversitesinden bir ekip Şubat ayında yaptığı bir araştırmada ineklerin nitrojen oksit ve metan gazı ürettiğini, laboratuvarda et üretildiğinde ise ortaya karbondioksit çıktığını belirtti. Laboratuvar, et üretimi sırasında ortaya çıkan karbondioksidi enerji kaynağı olarak kullanabiliyor. Metan gazı atmosferde çok daha yıkıcı bir etkiye sahip olsa da karbondioksidin aksine metan yaklaşık 12 yıl içinde çözünerek etkisini kaybediyor. Yani metanın etkisi karbondiokside göre daha kısa süreli.

Laboratuvarda üretilen etin en büyük savunucularından Mark Post, bu ürünlerin hala bolca et tüketen toplumu daha sürdürülebilir bir yöne çekmek için kısa vadeli bir çözüm olduğunu ifade ediyor. 2013’te New York Times’ta yayımlanan bir yazıda vejetaryenlerin bitki tabanlı da olsa herhangi bir şekilde et yememesinin çevreye daha faydalı olduğu savunulmuştu.

Laboratuvarda üretilen etlerle ilgili hala birçok bilinmez var. Örneğin, yıllık talep artınca üretimi de artırmak için ne kadar fazla enerjiye ihtiyaç duyulacağı ve bu enerjinin nasıl elde edileceği kesinlik kazanmış değil. Ama endüstrideki büyüme göz önüne alındığında yakın zamanda bu konuları daha derinlemesine inceleyen yeni araştırmalar çıkabilir.

Write a comment