Site icon Uzman Diyetisyen Emre Uzun

Egzersiz Bağımlılığı Nedir? Egzersiz Bağımlılığında Psikolojik Etmenler

Bireyler egzersize, kilo kontrolünü sağlamak, kronik hastalıklarını önlemek, eğlenmek ve sosyalleşmek amacı ile katılırlar. Egzersizin ölüm riskini azalttığı, kalp damar hastalıklarını iyileştirdiği, obezite riskini ve osteoporozu azalttığı bulunmuştur. Ayrıca kaygı ve depresyonun azalmasına katkıda bulunarak psikolojik sağlığı koruduğu da araştırmalarla desteklenmiştir.

 

Egzersiz Bağımlılığı Nedir?

Egzersiz bağımlılığı; klinik olarak olumsuz sonuçlar doğuran aşırı egzersiz yapma durumu olarak tanımlanır. Egzersiz bağımlılığı resmi olarak ruh sağlığı bozukluğu olarak sınıflandırılmamasına rağmen duygusal ve sosyal sağlık üzerinde olumsuz etkilere sahiptir.

Egzersiz bağımlılığı negatif ve pozitif bağımlılık olmak üzere iki başlıkta incelenebilir. Bireyin yaşamında karşılaştığı bir takım zorluk ve engellerle başa çıkabilmek için egzersiz yapması pozitif bağımlılıktır. Egzersiz yapan bireyin egzersiz yapmadığında stres, anksiyete, depresyon, sinirlilik vb. problemleri yaşaması ise negatif bağımlılık olarak adlandırılmaktadır.

 

Egzersiz Bağımlılığında Psikolojik Etmenler
Egzersiz bağlılığı ve psikolojik etmenler ele alındığında kişilik öne çıkmaktadır. Düzenli olarak egzersize katılan bireylerin kendilerine güvenlerinin daha yüksek olduğu ve duygusal durumlarının daha durağan olduğu bulunmuştur. Egzersizi bırakan bireylerin devam eden bireylere göre daha öfkeli, kaygılı ve depresif oldukları bulunmuştur. Ayrıca egzersiz programını terk eden bireylerin içe dönük ve endişeli oldukları; bunun yanı sıra kendine güvenlerinin düşük olduğu bulunmuştur. 

 

Egzersiz Bağımlılığı Belirtileri

 

 

Bu yedi belirtiden üç veya daha fazlasının görülmesi egzersiz bağımlılığı olarak tanımlamaktadır.

 

Egzersiz Bağımlılığının Sebep olduğu Başlıca Fiziksel Sorunlar:

 

Aşırı Egzersizin Sebep olduğu Psikolojik Sorunlar:

 

Egzersiz Bağımlılığı Yeme Bozukluğu Olanlarda Neredeyse Dört Kat Yaygındır

Egzersiz bağımlılığı da yeme bozukluğu da temel olarak aynı sebeplere dayanmaktadır. Çevresel etmenlerden kaçmaya çalışmak, fiziksel mükemmeliyetçilik vb. etkenlerden dolayı birbiriyle ilişkili iki terimdir. Yeme bozukluğu olanların bağımlılık yapan kişilik ve obsesif kompülsif davranış gösterme olasılıklarının daha yüksek olduğu bilinmektedir. Gıda ile sağlıksız bir ilişkinin olması genellikle egzersiz miktarının artması anlamına gelir. Ancak ilk kez bir risk faktörü hesaplanmıştır.

Yapılan çalışmalarda düzenli fiziksel aktivite yapan bireylerde egzersiz bağımlılıkları görülebileceği, özellikle güzel bir görünüme sahip olabilmek ve vücut ağırlık kontrolünü sağlayabilmek için egzersiz bağımlılığı ile birlikte yeme bozukluklarının da görülebileceği belirtilmektedir. 

Yeme bozukluğunun iki türü, anoreksiya nevroza ve bulimia nevroza aşırı egzersiz içerebilir. Anoreksiya bozukluğu olanlar normal kilolarından az, şişman olmaktan son derece korkan, genellikle çok az yiyen, alacağı kalorileri düzenlemek için çok fazla zaman harcayan, haddinden fazla egzersiz yapan kişilerdir. Bulimiası olanlar ise genellikle normal ya da aşırı kilolu, tıkınırcasına çok fazla yemek yiyen ve aldıkları fazladan kiloyu yakmak için egzersize başvuran kişilerdir.

 

Kadınların Egzersize Bağımlılık Düzeyi Erkeklerden Daha Fazla 

Kadın ve erkeklerin egzersiz bağımlılığı düzeyinde istatistiksel farklılık olmasa da kadınların egzersiz bağımlığı düzeylerinin erkeklerden daha yüksek olmasını yine kadınların postural görünüme verdikleri önemden kaynaklandığı düşünülmektedir. Yeme bozuklukları prevalansı kadın sporcular arasında yüksektir ve yeme bozuklukları prevalansı kadın atletler arasında atlet olmayanlara göre daha yüksektir. Zayıflığın veya belirli bir vücut ağırlığının önemli olduğu sporlarda yarışan sporcular, bu faktörlerin daha az önemli olduğu sporda yarışan sporculardan daha fazla yeme bozukluğu geliştirmeye eğilimlidir.

Exit mobile version