Antiaging kelime anlamı kaynaklarda yaşlılığı önlemek olarak geçiyor olsa da şu anki çalışmalarla bunu gerçekleştirmek imkansız olduğundan ötürü antiaging kelimesi için sağlıklı yaşlanmak ve yaşlılıkta sağlıklı olmak için yapılacaklar demek daha doğru.Kim istemez daha fit ve genç görünümlü bir şekilde yaşlanmayı?
İlk olarak yaşlanmayı artıran nedenlerden bahsedecek olursak;
*Hücrelerin oksidatif stres ile vücutta oluşan serbest radikallere maruz kalması ve vücudun bizleri bu serbest radikallerden koruyacak antioksidan sisteminin yetersiz olması.
*Hormonal bozukluklar
*DNA’nın hasar görmesi
*Proteinlerin glikolizlenmesi
*Genlerde oluşan değişiklikler
*Beslenme bozuklukları
-Beslenme anti aging deki en önemli konular arasında yer almaktadır çünkü beslenme tarzınızda yapacağınız değişiklikler ile fiziksel yaşlanmanın önüne geçmek mümkün. Bizlerin ise bu konuda yaptığı en önemli yanlışlar arasında şunlar yer almakta;
Yetersiz ve dengesiz beslenmek
Öğün atlamak
Egzersiz yapmamak
Sebze-meyve ve lifli gıdaları yetersi tüketmek.
İşlenmiş ve paketlenmiş gıdaları yaşamımızda daha çok bulundurmak ve dolayısıyla şeker-tuz-trans yağ tüketimini artırmak.
En önemli olan kahvaltı öğününü atlamak ya da onun yerine pastane ürünlerini tercih etmek.
Sonuç olarak ;
Şişmanlık
Şeker hastalığı
Kolesterol yüksekliği
Yüksek tansiyon
Damar sertliği
Kalp-karaciğer-böbrek rahatsızlıkları
Aşırı kalori alımı kanser, diyabet, tansiyon gibi birçok hastalığa neden olarak yaşlanmayı hızlandırıyor, bunun yanında kalori kısıtlamasının yaşlanma üzerindeki etkileri konusunda yapılan çalışmalar da mevcut. Kalori kısıtlamasının insanlarda sirtuin adlı proteini artırarak yaşlanmayı yavaşlattığı gösterilmiştir fakat devamlı kalori kısıtılaması yapmanın imkansız olduğunu da hepimiz biliyoruz. Ayrıca düşük kalorili diyetler sonucunda iş gücü ve kuvvetinde azalma, yara iyileşmesinde gecikme, üreme fonksiyonlarında bozulma, kadınlarda adet döngülerinde bozulma, libidoda azalma, immunitede düşme gerçekleşebilir.
Yaşlanmayı Geciktirmenin 10 Sağlıklı İpucu.
Sofranızda besin çeşitliliği ve renkliliği olsun, doğal ve işlenmemiş her besinden tüketmeye özen gösterin.
Günde en az 5 porsiyon sebze meyve tüketin.
Hareketli olmaya çalışın, haftada en az 3 kez egzersiz yapın.
İşlenmiş ve hazır gıdalardan uzak durun ki böylece vücudunuza gereksiz şeker, yağ ve tuzu da sokmayın.
Sağlıklı yağlar tüketin, margarin ve donmuş yağlar ile bunlardan yapılan ürünlerden uzak durun.
Hayatınızda lifli gıdalara daha çok yer verin, tam tahıllı ürünleri tercih edin.
Kızartma işlemi yerine haşlama, ızgara ve fırında gibi sağlıklı pişirme yöntemlerini uygulayın.
Light ürünlerden olabildiğince kaçının, çünkü light gıdalarda kıvam tutturmak için bir madde artırılırken içindeki başka bir madde artırılmaktadır.
Az az sık sık yiyin, böylece gün içinde kan şekerinizi stabil seviyelerde tutun ve ani acıkma atakları yaşamayın. Kan şekeri seviyenizi dengede tutmanız sizin kilo alımınızı engelliyecektir.
Gün içinde susamayı beklemeden su içmeye çalışın ve idrar renginizin koyu olmamasına özen gösterin.
Sağlıklı yağlar olarak adlandırdığımız kuruyemişlerden porsiyonuna dikkat ederek düzenli olarak tüketmeye çalışın.
Oksidatif stres sonucu oluşan serbest radikallerle savaşarak hücrelerimizi tahribattan koruyaran ve bizim daha genç görünmemize yardımcı olan antioksidan besinleri yaşamınızın her anında bulundurun.
Yaşlanmayı Geciktirici 9 Besin
1)Yaban Mersini
Yaban mersini antioksidanlardan oldukça zengin olması yönüyle vücudumuzda oluşan serbest radikallere karşı bizi korur. Antioksidanlar yaşlanmayı geciktiren en önemli unsurlar arasında yer almaktadır ve yaban mersini de yaşlanmaya neden olan hasarları yok ederek cildin daha genç bir görünüm kazanmasını sağlar.
2)Yeşil Çay
Yeşil çay içeriğindeki antioksidanlar sayesinde cildin gergin kalmasını, ciltte oluşan lekelerin ve kırışıklıkların giderilmesini sağlayarak yaşlanma belirtilerini en aza indirger. Ayrıca her gün 1 ya da 2 fincan içilmesi kişinin genel sağlığını koruyarak metabolizmayı hızlandırmaya da yardımcı olur.
3)Somon
Somon içerdiği omega 3 yağ asidi ile yaşlanma sürecini pozitif yönde etkileyen en önemli kaynaklar arasında yer almaktadır. Omega 3 yağ asitleri kalp damar hastalıklarına iyi gelerek, arterlerde kolesterol birikimini önler, kalp ritmini düzenler. Böylece kişiyi daha dinç ve hareketli tutmayı sağlar.
4)Ceviz
Balık gibi ceviz de en önemli omega 3 kaynakları arasında yerini almaktadır. İçerdiği omega 3 sayesinde kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olurken zihinsel fonksiyon gelişimini artırarak alzhemier riskini düşürmektedir. Ayrıca içeriğinde bulunan lif maddesi ile cildin gergin kalmasına da katkı sağlar.
5)Brokoli
Brokoli içeriğinde bulunan gluko sinolat sayesinde yaşa bağlı oluşan kanserlerin riskini azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca önemli bir antioksidan olması yönüyle de hücre zarına ve DNA sına zarar veren serbest radikalleri zararsız hale getirir.
6)Ispanak
Ispanak yapısında barındırdığı beta-caroten, C ve E vitamini ile yaşlanmayla oluşan sorunların önüne geçilmesine ve yavaşlamasına katkı sağlar. Bunun yanında içerdiği lutein ve zeaksantin denen karotenoidler ile yaşa bağlı oluşan sarı nokta hastalığına karşı da koruyucu etki sağlamaktadır. Aynı zamanda yüksek folik asit miktarıyla beyin fonksiyonlarını geliştirerek alzhemier riskini düşürmeye de yardımcı olmaktadır.
7)Bitter Çikolata
Kakaoda bulunan polifenoller damarları genişleterek tansyonu düşürür ve böylece aterosklerozu önler ayrıca toksinler ile serbest radikalleri zararsız hale getirir ve hücre mutasyonlarını önleyerek anormal çoğalmaları engeller, dolayısıyla kansere karşı korur. İçeriğinde bulunan flavanoidler ile beyin sağlığının korunmasına yardımcı olmaktadır.
8)Üzüm
Üzüm proanthocyanidin denen bir flavanoid içermesi ile C vitamininin hücrelere girmesine yardımcı olur böylece hücreler okside olmaz. Bununla birlikte üzümde bulunan güçlü bir antioksidan olan resveratrol toksinleri ve serbest radikalleri etkisiz hale getirerek hücre oksitlenmesini engeller ve yaşlanmayı geciktirir.
9)Zerdeçal
Zerdeçalın içindeki güçlü bir antikarsinojenik madde olan curcuminin kanser üzerinde çok büyük etkileri bulunmaktadır. İnflamasyonu baskılar, hücre proliferasyonunu inhibe ederek karsinojenlerin biyotransformasyonunu engeller. Aynı zamanda C vitamini ile kullanıldığında serbest radikalleri tutarak DNA yı oksidatif hasardan korumaya yardımcı olur.