“What the Health” Belgesel İncelemesi

“Bir belgesel izledim hayatım değişti” cümlesini hemen hemen hepimiz birilerinden duymuş, belgesel tavsiyesi almışızdır. Bu durum ciddi bilgi kirliliklerine yol açabilir. Zira her belgesel doğru bilgiler içermez. Bu yazımızda da What The Health belgeselinin doğru ve yanlışlarını inceleyeceğiz.

 

Kanser  

Belgesel işlenmiş etlerin kanser riskini arttırdığı bilgisiyle başlıyor. Bu bilgi doğrudur fakat ilerleyen dakikalarda belgeselde doğru olmayan birçok bilgiyle karşılaşacağız. Sucuk, sosis, salam tüketimi kanser riskini arttırmaktadır.

 

Diyabet

Diyabetin sebebinin şeker ve karbonhidrat tüketimi olmadığını, işlenmiş etlerin diyabet üzerinde daha fazla etkiye sahip olduğu belirtiliyor. Ancak kan şekeri, yüksek glisemik indeksli besinler olan şeker ve karbonhidratın tüketimiyle yükselir. Aynı şeklide karbonhidratların ve şekerin iyi yönleri belgeselde anlatılmaya çalışılıyor. Oysa ki rafine karbonhidrat ve şekerin tüketiminin kilo alımında ve diyabette bir numaralı etkenler olduğu bilinen bir gerçektir.

 

Tansiyon

Belgeselde sodyumun en önemli kaynağının tavuk olduğu söyleniyor. Tavuklar ilave baharat, çeşni ve panelerle hazırlanıp kızartma işlemi yapılırsa tavuk tüketimi ile sodyum artacaktır. Ama bu ilaveler yapılmadan ızgara, fırın ve haşlama yöntemlerinin uygulanması herhangi bir tehlike yaratmayacaktır.

 

Kolesterol

Belgeseldeki en ilginç bilgilerden birisi de 1 yumurta yemenin 5 sigara içmekle aynı kötü etkiye sahip olduğu bilgisidir. Aynı zamanda yumurtanın kolestrolü yükselttiği yönünde bir ifade vardır. Son yapılan çalışmalara göre yumurtanın içerisindeki lesitin, yumurtadaki kolestrolü gaita yolu ile vücuttan uzaklaştırır. Yumurtanın anne sütünden sonra en iyi protein kaynağı olması da insanlar için yaralı olduğunun göstergesidir. Ayrıca folik asit için de iyi bir kaynaktır.

 

Otoimmün Hastalıklar

Peynirin astım, MS, tip1 diyabet gibi otoimmün hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olduğu belgeselde söyleniyor.

 

Osteoporoz (Kemik Erimesi)

Belgeselde savunulan diğer bir düşünce sütün kemik gelişimde herhangi bir etkisi olmaması hatta süt tüketimi fazla olan ülkelerde osteoporoz riskinin daha fazla olduğudur. Her insan 20-25 yaşına kadar vücudunda kalsiyum depolaması yapar. Bu yaşlardan sonra alınan kalsiyumun kemik gelişimine etkisi olmayacaktır. 20-25 yaşına gelene kadar kalsiyum vücutta yeteri kadar depolanmalıdır. Kalsiyumun en önemli kaynakları da süt ve süt ürünleridir. Kalsiyum depoları yetersiz olan gençlerde ilerleyen yaşlarda osteoporoz görülme riski artacaktır. Bir ürünün bağımlılık yapması için çok sayıda kazomorfin oluşturması gerekir. Süt ve süt ürünlerinin oluşturduğu kazomorfin bağımlılık yapacak düzeyde değildir.

 

Protein Kaynağı

Bütün proteinlerin kaynağının bitkiler olduğu ve protein ihtiyacı için hayvansal tüketime gerek olmadığı belgeselde savunuluyor. Ancak hayvansal kaynakların vücutta kullanımı bitkisel protein kaynaklarından çok daha fazladır. Esmer pirinç ve brokoli tüketimiyle protein ihtiyacının karşılanacağı söyleniyor. Böyle bir diyet hem çeşitliliği sağlamada hem de protein ihtiyacını karşılamada kesinlikle yeterli olmayacaktır.

 

B12 Kaynağı

Her şeyi dozunda tüketmenin hiçbir işe yaramadığı ve bitki temelli beslenme ile kronik hastalıklar için kullanılan ilaçların bile 2 haftada bırakılabileceği belgeselde anlatılmaya çalışılıyor. B12 vitaminin küçük mikroplar tarafından üretildiği ve her yerden karşılanabileceği söyleniyor ama biz biliyoruz ki B12 sadece hayvansal kaynaklı besinlerden karşılanır.

 

Sonuç Olarak:

Bu belgeselde bitki kaynaklı besinlerin tüketimi önerilmektedir. Bitkisel ürünler yararlı olsa bile her besini dengeli ve çeşitli bir şekilde tüketmeliyiz. Ancak bu şekilde diyetimizin kalitesini arttırabiliriz.

Comments 4

  1. Burcu Çelik
    20/11/2019

    Perfect. Doğru bilinen yanlışlar.

    1. Diyetisyen Emre Uzun
      04/12/2019

      teşekkürler 🙂

  2. Kaan
    08/09/2020

    Sizler sayesinde sağlıklı hayatlar yaşayabiliyoruz. Ne kadar teşekkür etsek azdır. İyi ki varsınız !

    1. Diyetisyen Emre Uzun
      21/10/2020

      güzel sözleriniz için ben çok teşekkür ederim!

Bir yorum Yaz