İnek Sütü Proteini Alerjisi – Laktoz İntoleransı

İnek Sütü Proteini Alerjisi

İnek sütü günlük hayatımızda beslenmemizde önemli bir yer tutan hayvansal gıdaların başında gelmektedir. Süt çocuklarının beslenmesine giren ilk yapancı protein inek sütüdür. Dolayısıyla genel olarak bağışıklık sistemi mekanizmaları gelişmemiş olan bebek ve küçük çocukları arasında en sık rastlanan besin alerjisi olma özelliği taşır. İnek sütünde bulunan proteinlere karşı oluşan reaksiyonlara inek sütü protein alerjisi (İSPA) denir.

Çocukta genellikle birden fazla proteine karşı duyarlılık gelişir; en sık alerjiye yol açanlar kazein, β-laktoglobulin, α-laktalbumin kısımlarıdır.

İSPA süt çocuklarında çok geniş bir yelpazede ve farklı şiddette yakınmalar oluşturabilir. Erken bulgular ve geç bulgular arasında ayrım yapmak yararlıdır. Erken bulgular alerjen alındıktan sonra birkaç dakika ile 2 saat arasında değişen sürede ortaya çıkar.Geç bulgular ise alerjen alındıktan 48 saat, hatta 1 hafta sonrasına kadar belirti verebilir.

Sindirim sistemindeki klinik belirti ve bulgular enflamasyona, dismotiliteye ve her ikisinin birlikte bulunmasına bağlı olabilir. Sindirim bozukluğu, kusma, dispepsi, erken doyma, iştahsızlık, gıda reddi, ishal, gelişme geriliği, karın ağrısı, ciddi kolik ve inatçı kabızlık görülebilir. Kronik demir eksikliği anemisi süt çocukları ve çocuklarda İSPA’nın tek bulgusu olabilir.

İSPA ayırıcı tanısında metabolik, anatomik bozukluklar, çölyak hastalığı ve diğer nadir enteropatiler, kistik fibrozis gibi pankreas yetmezlikleri, fruktoz intoleransı veya sekonder laktaz eksikliği gibi immünolojik olmayan besin intoleransı, yumurta, buğday gibi diğer besin alerjileri ve enfeksiyonlar elenmiş olmalıdır.

İSPA tanısında ilk ve en önemli basamak iyi alınmış bir öykü, atopik hastalıkları içeren detaylı özgeçmiş ve soygeçmiş sorgulaması ve fizik muayenedir.  Besin alerjili çocuğa yaklaşımda ilk adım, bunun gerçek besin alerjisi olduğu tanısının konmasıdır. Ayırıcı tanıda;

  • Besin intoleransı
  • Besin bileşenlerine farmakolojik reaksiyonlar
  • Besin zehirlenmesi
  • Toksik reaksiyonlar

İSPA tedavisnin temel prensipleri; doğru tanı, reaksiyonların tedavisi, eliminasyon diyeti, 2 yaş altındaki çocuklarda uygun mama kullanımı, destek tedavisi, büyüme ve gelişmenin takibi ve eğitime dayanır.

Anne sütü alan bebeklerde de İSPA olabileceği unutulmamalıdır. Bu bebeklerde anne sütüne devam edilmeli, klinik reaksiyonların annenin inek sütü alımı ile ilişkisi kesin olarak gösterilmişse, annenin diyetinden süt ve süt ürünleri çıkarılmalıdır. Annenin protein ve kalsiyum alımı izlenmelidir.

Tedavide esas olan inek sütü proteininden tam olarak kaçınmaktır. Günlük süt tüketimine bakıldığında tereyağı, peynir, yoğurt, tarhana çorbası, makarna, bisküvi, her türlü kek, kurabiye, dondurma, çikolatalı ürünler, kremalar gibi birçok gıda ürünü içerisinde inek sütü tüketilmektedir. Çocuğa, aileye ve çocuğa bakanlara diyet konusunda eğitim verilmesi ve hazır gıda ürünlerinin etiketlerinde inek sütü içeren terimlerin öğretilmesi gerekmektedir.

İSPA tanısı süt çocukluğunda doğru ve özenle konulmalıdır. Yanlış tanı; gereksiz diyet ve gerçek nedeni atlamaya neden olur.

Laktoz İntoleransı

Laktoz, sütte doğal olarak bulunan, glikoz ve galaktozun birleşmesiyle oluşan, bir disakkarittir. Laktaz; ince barsakta laktozu galaktoz ve glikoza parçalama göreviyle sorumlu enzimdir. Yeterli üretilemediği durumlarda laktoz intoleransı gelişir. Organizmada yeterli miktarda laktaz enzimi sentezlenemediği zaman, laktoz barsaklarda parçalanamaz ve emilemez. Bu durum sindirim bozukluklarına, diyareye, kramplara ve gaz oluşmasına neden olur.

Tüketilen laktoz miktarı ile laktoz intoleransı semptomları arasında doğrudan bir ilişki vardır. Sütün başka besinler ile birlikte tüketilmesi ya da süte eklenen bileşikler, laktozun kolona geçiş hızını yavaşlatır, laktoz yavaş fermente olur. Böylece laktoz intoleransı semptomları azalır. Yapılan bir araştırma sonucunda; süte çay katılması ile sütün laktoz içeriğinde anlamlı derecede azalma olduğu belirlenmiş ve laktoz intoleransı olan bireylerin sütü çayla tüketebilecekleri önerilmiştir.

Yoğurt oluşumunda, fermentasyon ile birlikte laktik asit bakterileri çoğalarak sütün laktoz içeriğini azaltırlar. Ayrıca, yoğurtta bulunan kazein, kalsiyum fosfat ve laktat midenin asidik ortamında tampon görevi yaparak laktazın yapısını korur. Bu nedenle laktoz intoleransı olan bireylerin süte göre yoğurdu daha iyi tolere edebildikleri belirtilmiştir.

Kafkasya’da yaygın olarak bilinen ve yöre halkı tarafından çok eski yıllardan beri üretilip, tüketilen kefir; etil alkol ve laktik asit fermantasyonları sonucu elde edilen geleneksel fermente süt ürünlerimizden biridir. Laktoz intoleransında kefir tüketimi ile ilgili yapılan bir araştırmada, süte göre kefir tüketiminin gaz şikayetini %50 oranında azalttığı ve laktoz intolerans bulguları üzerine olumlu etkilerinin olduğu belirlenmiştir. Sert peynirler (İsveç, Cheddar vb), laktoz içeriğinin az olması nedeniyle laktoz intoleransı olan bireylerde daha iyi tolere edilebilmektedir.

Laktoz intoleransı olan bireylere, laktozsuz süt ve diğer süt ürünlerinin yanı sıra sindirime yardımcı olması amacıyla toz, tablet ya da sıvı halinde laktaz içeren suplementler önerilmektedir. Uzun süreli laktoz tüketimi ile kolon bakterilerinin laktozu fermente etmek için adapte olabileceği belirtilmiştir.

Laktoz süt dışında tereyağı, margarin, yoğurt, kefir, peynir, süt tozu, krema ve dondurmada bulunur. Suda çözünebilen laktoz, sert peynirlerin üretimi sırasında peynir altı suyuna geçer ve bu nedenle sert peynirler daha az laktoz içermektedirler.

Süt; vücudun gelişmesi, güçlenmesi ve sağlığın korunması için C vitamini ve demir hariç tüm besin öğelerini bünyesinde bulunduran en iyi kaynaktır. Özellikle zengin kalsiyum kaynağı olması nedeniyle kemik gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Süt proteinlerinin vücutta bilinen büyüme ve gelişmeye katkısı, doku farklılaşmalarındaki etkinliğinin yanı sıra; kalsiyum emilimi ve immün fonksiyonlar üzerine olumlu etkilerinin olduğu, kan basıncını ve kanser riskini azalttığı, vücut ağırlığının kontrolünde etkin olduğu, diş çürüklerine karşı koruyucu olduğu bilinmektedir.

Laktoz intoleransı olan bireylerde süt ve süt ürünleri tüketiminin engellenmemesi gerekir. Bireylerde tüketilmesi gereken miktarlar ve diyet stratejileri konusunda eğitim verilmelidir.

Laktozsuz süt veya laktaz takviye edilmiş süt ürünleri iyi bir alternatif olabilir. Çünkü bu ürünler de kalsiyum ve D vitamini açısından zengindir. Laktozsuz süt ve süt ürünlerinin yanında, süt ürünlerinden normalde alacağınız besinleri almanıza yardımcı olabilen laktozsuz kahvaltı seçenekleri de mevcuttur. Örneğin, alıştığınız süt artık beslenmenizin bir parçası olamıyorsa, kahvaltıda deneyebileceğiniz soya sütü, badem sütü ve pirinç sütü gibi birçok alternatif “süt” seçeneği bulunuyor. Soya sütü en fazla protein ve lif miktarına sahiptir. Magnezyum ve kalsiyum gibi inek sütünde de bulunan vitaminleri ve mineralleri doğal olarak bulundurur. Diğer süt deçenekleri:

  • Soya Sütü
  • Badem Sütü
  • Pirinç Sütüdür.

 

Örnek Beslenme

KAHVALTI:

  • Şekerli çay
  • Yumurta
  • Beyaz Peynir
  • Tanesiz reçel
  • Tam Buğday Ekmeği

KUŞLUK :

  • 1 porsiyon meyve

ÖĞLE :

  • Köfte / Et
  • Sebze yemeği
  • Pilav / makarna /Ekmek
  • Yoğurt

 İKİNDİ :

  • 1 porsiyon meyve (önerilen meyvelerden)

AKŞAM :

  • etli veya yumurtalı sebze yemeği
  • Çorba / börek / Ekmek
  • Meyve kompostosu
  • Yoğurt

GECE :

  • 1 su bardağı laktozsuz süt
  • 1 porsiyon meyve

Write a comment