Obezitede Çevresel Faktörlerin Rolü; Obezojenik Çevre

Aile etkisi, akran etkisi, medya maruziyeti (ortalama bir çocuğun senede izlediği 10.000 reklamın %96’sı şekerli tahıllar, şeker, fast-food ve şekerli içeceklerden oluşmaktadır.), ev dışında daha fazla vakit geçirme gibi sebeplerle beslenme alışkanlıkları değişebilmektedir. Bunun sonucunda vücut ağırlığı artışı ve dolayısıyla obezite görülebilmektedir.

Obezite, vücudun depo yağlarının, yağsız vücut kütlesine oranla artması ve normal kabul edilen değerlerin üzerine çıkmasıdır.

Obezite, 1998’de batılı ülkelerin önemli bir sağlık sorunu olarak ilan edilmiştir ve tüm dünyada giderek artmakta olan ve en sık rastlanan beslenme sorunudur. Son 30 yılda; 2–5 yaş ve 12–19 yaş arasında iki kat, 6–11 yaş arasında ise üç kat artış göstermiştir ve tüm yaş gruplarında da hızla yükselmeye devam etmektedir. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA)-2010 ön çalışma raporuna göre Türkiye’de obezite görülme oranı %30.3 olarak bulunmuştur. Son birkaç yıl içerisinde obezite sıklığındaki bu artışın asıl önemli nedeni; endüstriyel gelişme ile birlikte, fiziksel güce dayalı yaşam tarzından inaktiviteye dayalı yaşam tarzına geçiş ve enerjisi yoğun besinlerin tüketilmesi olarak görülmektedir.

 

Obezitenin yol açabileceği hastalıklar:

  • Kanser (meme, prostat, kolon, endometrium)
  • Kalp damar hastalıkları
  • Hipertansiyon
  • Tip 2 diyabet
  • Osteoartrit
  • Böbrek ve karaciğer hastalıkları
  • Safra taşı
  • Uyku apnesi
  • Solunum yetmezliği
  • Kas-iskelet sorunları
  • Psikolojik ve psikososyal sorunlar
  • Ölüm

 

Enerji harcamasının azlığı pek çok işin çalışma koşullarından kaynaklı özellikle masa başı şeklinde olması, ulaşım koşullarının değişmesi, şehirleşmenin artmasıyla birlikte fiziksel aktivitenin azalması ve hareketsiz yaşamın artmasından kaynaklıdır.

Obezite gelişmesinde genetik, yaş, cinsiyet, beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite, sosyo-ekonomik/kültürel düzey ve psikolojik etmenler ekzojen faktörler iken; hormonal ve genetik etmenler endojen faktörlerdir.

Toplumda beslenme açısından risk altında olan gruplar:

  • Çocuklar
  • Gebe ve emziklilik dönemindeki kadınlar
  • Yaşlılar
  • Hastalar
  • İşçiler

 

Çevresel faktörlerin obezite olan ilişkisini analiz etmek için bir sınıflama (ANGELO: analysis grid for environments linked to obesity) oluşturulmuştur. ANGELO sınıflamasına göre çevre; büyüklük (mikro ve makro) ve çeşidine (ekonomik, fiziksel, politik, sosyokültürel) göre iki boyutlu olarak detaylı incelenmektedir.

  • Mikro çevreler insanların toplandığı ve buluştuğu ev, okul, restoran ve semtler olarak değerlendirirken,
  • Makro çevre sağlıklı davranışları destekleyen ve engelleyen ortamlar olarak değerlendirmektedir; ilçe planlarını, ulaşım altyapısını, sağlık sistemi ve medyayı içermektedir.
  • İnşa edilmiş çevre ise hareketsizliğe doğrudan veya dolaylı katkıda bulunmaktadır. Sadece çeşitli kimyasalların veya fizyolojik etkenlerin hastalık oluşturucu etkisini değil, aynı zamanda kentsel değişim, konut yapısı, arazi kullanımı, ulaşım, sanayi, tarım gibi fiziksel ve sosyal alanları da içermektedir. İnşa edilmiş çevre ile yüksek enerjili besinlere maruz kalınan bir ortam oluşmaktadır.

Yaşanılan çevrede yürüme alanlarının, parkların, fiziksel aktivite alanlarının azalması, inşa edilmiş çevrenin eseri olup; vücut ağırlığının aşırı artışına ve obeziteye yol açmaktadır. Tam tersi olarak da park, bisiklet yolları, oyun alanları ve yeşil alanların varlığı ve bu alanlarda zaman geçirilmesinin vücut ağırlığı üzerine olumlu etkisi bulunmaktadır ve bu durum özellikle çocuk/ergenler üzerinde oldukça etkili olmaktadır.

 

Ayrıca çevre, çeşidine göre fiziksel, sosyokültürel, ekonomik ve politik olmak üzere 4’e ayrılmaktadır.

  • Fiziksel çevre sağlıklı ve sağlıksız seçimler için uygun olanaklar sunan çevre olarak tanımlanmaktadır.

Sağlıklı ve sağlıksız besinlerin bulunabilirliği ile kullanım durumu fiziksel çevrenin içinde yer almaktadır.

  • Sosyokültürel çevreyi anne-baba etkisi ve akran baskısı gibi faktörleri içermektedir.
  • Ekonomik çevre, davranışların meyve-sebze fiyatları, hane halkı gelirleri gibi mali yükle olan ilişkisini ele almaktadır.
  • Politik çevre ise besin seçimini ve besin uygunluğunu etkileyen düzenlemeler ve kuralları içermektedir.

Obezojenik çevre kavramı ise 1990’lı yıllarda ortaya çıkmış ve “ev ve işyerinde kilo alımını sağlayan ve kilo kaybı için elverişli olmayan ortam‟  olarak açıklanmıştır.

 

Obezojenik Çevre

Kilo artışına çevresel nedenlerin etkisi olarak ifade edilen “obezojenik” terimi; “obese” yani “aşırı yağlı vücut” ve “genic” yani “üreten” anlamındaki kelimelerin birleşimi olarak oluşmuştur. Basit bir ifadeyle, insanları sağlıksız beslenmeye teşvik eden ve yeterince egzersiz yapılmayan ortamları belirtmektedir. Bu faktörler obezite oluşumuna önemli derecede katkı sağlamaktadır.

Bugünün sağlıksız besinleri; ucuz, pratik, çabuk hazırlanabilen, lezzetli, çekici biçimde paketlenmiş, pazarlaması geniş ölçüde yapılabilen, ülke genelinde ulaşımı uygun, büyük porsiyonlarda hazırlanabilen, kolay yenilen, yeme isteği uyandıran, enerjisi içeriği yüksek ve tatlandırılmış besinlerdir.

Obezite oluşumunda etkili olan bazı davranışsal faktörler:

  • Fast food tüketimi ve porsiyon büyüklüğü
  • Aşırı yağlı ve şekerli besinlerin tüketimi
  • Çocuklar için dışarıda oyun oynama gibi güvenli koşulların oluşturulamaması
  • Çevredeki sürekli bir şeyler yemek için ısrar eden insanlar
  • Tatlandırıcılı ve gazlı içeceklerin tüketimi

 

Kilo yönetimi özellikle işlenmiş gıda tüketimi ile çok zorlaşmaktadır. Rafine edilmiş tahıllar, şeker ve koruyucu içeren işlenmiş besinler genellikle enerjisi yüksek, lezzetli, ucuz ve uygundur. Bu yüksek kalorili ve ucuz ürünler, marketlerde, 24 saat açık olan büfelerde, fast food restoranlarında, bakkallarda ve kantinlerde bulunmaktadır ve erişimleri çok kolaydır.

  • Öğün atlama
  • Bu durumu düzeltecek plan ve politikaların yetersizliği
  • Yetersiz fiziksel aktivite

Günümüzde bilgisayar teknolojinin ilerlemesi, çalışma koşullarının değişmesi, ev ve işyerlerinde mekanik yardımların olması, hayatı kolaylaştıran araçların kullanımın artması vb. çevresel değişiklikler fiziksel aktiviteyi azaltmıştır. Bunun yanında bireylerin boş zamanlarında fiziksel aktivite yapma oranları da azalmıştır. Bunun yerine bilgisayar, televizyon ve telefonların başında daha fazla vakit harcanmaya başlanılmıştır ve bu durum da fiziksel aktiviteyi oldukça azaltmıştır.

  • Yetersiz sebze ve meyve tüketimi

 

Sebze ve meyveler lif yönüyle çok zengindir ve kabızlığı önlemede çok etkilidir. Yetersiz tüketimiyle kabızlık görülebilmektedir. Ayrıca yetersiz sebze meyve tüketimi obezite dışında kanser ve kalp hastalıkları gibi birçok hastalığa sebep olmaktadır.

Obezite özellikle çocukluk çağında oluşan beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarından etkilenmektedir. Çocukluk dönemi obezitesi hem bugün hem de gelecek için ciddi bir sağlık ve ekonomik sorunu teşkil etmektedir. Bu sebeple çocukluk çağında buna yönelik bilinç kazandırmak çok önemlidir. Bu bağlamda obezojenik çevre etmenlerinin azaltılması gerekmektedir. Buna yönelik;

  • Okullarda ve belediyelerin sağlıklı yaşam merkezlerinde düzenli olarak eğitimler verilmeli,
  • Sağlıklı yemek tabakları eğlenceli hale getirilerek çocuklar sağlıklı beslenmeye teşvik edilmeli,
  • Sağlıksız besinlerin ve abur cuburların zararları etkin ve interaktif bir biçimde anlatılmalı ve buna yönelik oyunlar geliştirilmeli,
  • Aile ve öğretmen gibi, çocuklar üzerinde etkisi bulunan bireyler bilinçlenmeli,
  • Obeziteyi önlemeye yönelik plan ve politikalar oluşturulmalıdır.
  • En önemlisi ise bireysel bilinçtir. Obezitenin ciddiyetini kavrayarak hayat tarzınızı buna göre şekillendirmelisiniz.

 

Sigara kullanımı ile akciğer kanseri arasındaki bağlantı ilk kez 1952’de tespit edilmesine karşın, sigara içmeyi kısıtlamak için onlarca yıl geçmiştir. Bu sebeple obezojenik çevrenin azaltılması/ortadan kaldırılması için plan ve politikalar oluşturularak obezitenin önlenmesinin de uzun süreceği öngörülmektedir. Yine de obeziteyi önlemek adına yapılabilecek bireysel birkaç basit ipucu var;

  • Öncelikle obezitenin ciddiyetinin farkına varın.
  • Spor yapın, gününüzü hareketli geçirin.
  • Masa başında bir işe sahipseniz gün içinde masadan kalkmak için koşullar oluşturun. İhtiyacınız olacak eşyalarınızı biraz daha uzak yerlere koyun.
  • Asansör ve yürüyen merdivenler yerine normal merdivenleri kullanmayı deneyin.
  • Bir şeyler yemeniz için ısrar eden insanlara hayır demeyi öğrenin.
  • Sağlıklı besinleri tercih edin, öğün atlamayın, sağlıklı ve dengeli beslenin.
  • Bol bol sebze ve meyve tüketin.
  • Çevrenizdeki bireyleri de bu konuda bilinçlendirerek beraber hareket edin.
  • Dışarıdan sağlıksız hazır besinler yemek yerine evde yemek yemeye çalışın, gerekirse öğünlerinizi yanınızda taşıyın.

Write a comment