Ketojenik Diyet Çeşitleri [Detaylı ve Açıklamalı Anlatım]

Ketojenik Beslenme

Ketojenik diyet epilepsi gibi nörolojik hastalıklarda kullanılmaktadır. Çok düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı bir diyettir. Karbonhidrat alımını büyük ölçüde azaltarak yağa dönüşümünü sağlamaktadır. Karbonhidrat alımı günde 30-50 gramdan daha azıyla sınırlandırılmaktadır. Karbonhidratlardaki bu azalma vücudu ketozis adı verilen metabolik bir duruma sokmaktadır. Ketoziste vücut, enerji için yağ yakmaya başlamaktadır. 

Ketojenik diyet, kilo verme amaçlı sıkça kullanılmaktadır. Karbonhidrat tüketimi oldukça sınırlı olduğu için yüksek karbonhidrat içeren besinler diyetten çıkarılmaktadır. Diyetin büyük çoğunluğu protein ve yağlardan oluşmaktadır. Kilo kaybında etkili bir yöntemdir. Ketojenik diyet, kilo vermede düşük yağlı bir diyetten çok daha etkili olabilmektedir. Ek olarak ketojenik diyette genellikle aç kalınmamaktadır. Bu diyetin uzman kontrolü ile uygulanması önemlidir ve birçok çeşidi bulunmaktadır.

 

Ketojenik Diyet Çeşitleri

Standart Ketojenik Diyet: Çok düşük karbonhidratlı, orta proteinli ve yüksek yağlı bir diyettir. Tipik olarak %75 yağ, %20 protein ve sadece %5 karbonhidrat içermektedir. Sıklıkla kullanılmaktadır.

Döngüsel Ketojenik Diyet: 5 gün ketojenik, ardından 2 gün yüksek karbonhidrat şeklindedir. Daha yüksek karbonhidrat içermektedir.

Yüksek Proteinli Ketojenik Diyet: Standart ketojenik diyete benzemekte ancak daha fazla protein içermektedir. Genellikle %60 yağ, % 35protein ve %5 karbonhidrat içermektedir.

 

Ketojenik diyetler kilo kaybını şu yollarla sağlamaktadır:

Yüksek protein alımı:

Yüksek protein, kısa dönemde kilo kaybına yardımcı olabilmektedir.

 

Bazı besinlerin azaltılması:

Karbonhidrat alımınızı sınırlandırmak yemek seçeneklerinizi de sınırlar. Bu da yağ yakımını sağlamaktadır.

 

Glikoneogenez:

Vücut, yağ ve proteini yakıt için karbonhidrat haline getirmektedir. Bu işlem enerji harcanmasına sebep olmaktadır.

 

İştah kapatıcı etki:

Ketojenik diyetler tok hissetmeye yardımcı olmaktadır. Bu işlem, açlık hormonlarındaki değişikliklerle gerçekleşmektedir.

 

Artmış insülin duyarlılığı:

Bu yolla serum insülin ve kan şekeri seviyelerinde önemli azalmalara ve yağ kaybına neden olabilmektedir.

 

Yağ depolanmasının azalması:

Bazı araştırmalarda ketojenik diyetin alınan fazla şekeri yağa dönüştürme süreci olan lipogenezi azaltabileceği gösterilmiştir.

 

Yağ yakımının artması:

Ketojenik diyette başlıca enerji kaynağı yağ olduğu için her türlü aktivitede yakılan yağ miktarını artmaktadır.

 

Ketojenik Diyette Azaltılması Gereken Besinler

  • Şeker, şekerli besinler ve içecekler
  • Tahıllar veya nişastalar: Buğday bazlı ürünler, pirinç, makarna, mısır gevreği vb.
  • Meyve: Sadece karbonhidrat oranı düşük meyveler tüketilmelidir.

 

Düşük karbonhidrat içeren meyveler:

  • Avokado: 2 gram karbonhidrat
  • Limon: 4 gram karbonhidrat
  • Misket limonu: 5 gram karbonhidrat
  • Böğürtlen: 6 gram karbonhidrat
  • Ahududu: 7 gram karbonhidrat
  • Çilek: 8 gram karbonhidrat
  • Karpuz:  10.5 gram karbonhidrat
  • Kavun:  11.5 gram karbonhidrat
  • Şeftali:  12.5 gram karbonhidrat
  • Fasulye veya baklagiller: Bezelye, barbunya, mercimek, nohut vb.
  • Kök sebzeler ve yumrular: Patates, tatlı patates, havuç, vb.
  • Az yağlı gıdalar: Bunlar yüksek oranda işlenmişlerdir ve genellikle karbonhidrat içerikleri yüksektir.
  • İşlenmiş gıdalar
  • Bazı çeşniler veya soslar: Bunlar genellikle şeker ve sağlıksız yağ içermektedirler.
  • Sağlıksız yağlar: İşlenmiş bitkisel yağ, mayonez vb. alımı sınırlandırılmalıdır.
  • Alkol: Karbonhidrat içeriği nedeniyle, birçok alkollü içki kişiyi ketoziden çıkarabilmektedir.
  • Şekersiz diyet gıdalar: Bunlar genellikle şeker alkollerinden yüksektirler ve bu da keton seviyelerini etkileyebilmektedir. Ayrıca yüksek oranda işlenmiştirler.

 

Ketojenik Diyeti Oluşturan Besinler:

  • Et: Kırmızı et, tavuk ve hindi
  • Yağlı balıklar: Somon, alabalık, ton balığı, uskumru vb.
  • Yumurta
  • Peynir: İşlenmemiş peynirler
  • Kuruyemiş ve yağlı tohumlar: Badem, ceviz, keten tohumu, kabak çekirdeği, chia tohumu vb.
  • Sağlıklı yağlar: Sızma zeytinyağı, hindistancevizi yağı ve avokado yağı.
  • Avokado.
  • Düşük karbonhidratlı sebzeler: Yeşil sebzelerin çoğu, domates, soğan, biber vb.
  • Çeşniler: Tuz, karabiber ve çeşitli sağlıklı bitki ve baharatları kullanılabilmektedir.

Dışarıda yemek yerken peynir, et, balık veya yumurta bazlı bir tabak seçilmelidir. Karbonhidrat veya nişasta yerine fazladan sebze sipariş edilebilir. Örneğin etinizin yanında gelen patates kızartmasını sebze ile değiştirebilirsiniz.

 

Sağlığa Olumlu Etkileri:

İnsülin duyarlılığını arttırarak serum insülin ve kan şekeri seviyelerinde önemli azalmalara ve yağ kaybına neden olabilmektedir. Bunlar tip 2 diyabet veya prediyabetli (gizli şeker) bireyler için önemli olumlu etkilerdir.

  • Kalp hastalığı: Ketojenik diyette yağ olarak bol miktarda sağlıklı yağ yemek (örn: avokado, zeytinyağı, fındık, yağlı tohumlar) iyi tür kolesterol olan HDL kolesterolü yükseltmektedir. Ayrıca kan basıncını da düşürmektedir. LDL – HDL oranını iyileştirmektedir. Yani LDL’nin etkilerini dengelemeye yardımcı olan HDL kolesterolü artırmaktadır. Trigliseritleri düşürmekte, kalp hastalığı riskini azaltabilmektedir. Yapılan araştırmalarda; ketojenik diyetin kolesterol seviyelerini, kalp sağlığını ve metabolik sağlığı olumlu yönde etkileyebileceği bulunmuştur. Kalp hastalığı olan veya geliştirme riski yüksek olan kişilerin bu diyette de kolesterol ve doymuş yağ alımlarını sınırlamaları gerekmektedir.
  • Alzheimer hastalığı: Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatıp semptomlarını azaltabilmektedir.
  • Epilepsi: Ketojenik diyet, epileptik hastalarda nöbet sayılarını önemli derecede azaltabilir.
  • Polikistik Over Sendromu (PCOS): Ketojenik diyet, insülin seviyelerini azaltarak PCOS’ta olumlu etki gösterebilmektedir.
  • Parkinson Hastalığı: Yapılan çalışmalarda ketojenik diyetin parkinson hastalığının semptomlarını iyileştirmeye yardımcı olduğu bulunmuştur.
  • Akne: Düşük insülin seviyeleri, daha az şeker veya işlenmiş besin tüketimi; aknelerin iyileşmesine yardım edebilmektedir.

 

Sağlığa Olumsuz Etkileri:

  • Diyete uyum güç olduğu için sürdürülebilir bir diyet değildir. Eski beslenme alışkanlıklarına geri dönülmesi halinde sık sık kilo alıp verme durumu görülür. Bu da ilerleyen dönemlerde metabolizmanın yavaşlamasına sebep olarak kilo vermeyi zorlaştırabilmektedir.
  • Sıvı ve elektrolit kaybı görülebilmektedir.
  • İdrarda ve ağızda aseton kokusu görülebilmektedir.
  • Karaciğer işlevinde bozukluklar: Yüksek yağı metabolize etmek, karaciğeri yormaktadır.
  • Böbrek Sorunları: Böbrekler proteinlerin parçalanmasına yardımcı olmaktadır. Uzun süreli gereğinden fazla protein alımı böbreklerde yük oluşturmaktadır. Gut hastalığı riski ve böbrek taşları görülebilmektedir.
  • Osteoporoz
  • Ketozis durumuyla şok, bilinç kaybı (Ketoasidoz, genellikle Tip I diyabet hastalarının yaşam kalitelerini olumsuz etkileyerek ölüme bile sebep olabilecek bir durumdur. Ketozis, ketoasidozun hafif bir şeklidir. Bu sebeple çok ciddi olarak algılanmamaktadır.)
  • Kanser Riski (kolon kanseri)
  • Beyin fonksiyonlarında bozulma: Karbonhidrat alımının azalmasına bağlı olarak oluşabilir.
  • Mikrobiyata üzerine olumsuz etki: Yüksek protein ve düşük karbonhidrat içerikli diyetin bağırsak mikrobiyotasında faydalı bakterilerden Roseburiave Eubacterium rectale düzeylerini düşürdüğü ve feçeste sağlık üzerinde birçok olumlu etkisi bütiratın oranını azalttığı gösterilmiştir.
  • Ağız kokusu, kabızlık, genel güçsüzlük, baş dönmesi, baş ağrısı, saç kaybı, kas krampları gibi etkilerinin de olduğu görülmüştür.
  • Yetersiz karbonhidrat alımı ile ciddi kan şekeri düşüşleri de görülebilmektedir. Bu sebeple diyabeti olan bireylerin sağlık uzmanına danışmadan bu diyeti uygulaması sakıncalıdır.

Bütün bu etkilere bakıldığında hızlı ağırlık kaybı sağlayan ancak uzun dönemde zararlı etkileri görülen ve yine uzun dönemde bazı olası etkileri henüz net olarak açıklanamayan diyetler yerine, yeterli ve dengeli bir beslenme programı ile ağırlık kaybı daha güvenilirdir.  

 

Bir yorum Yaz