Hamilelik Döneminde Kaçınılması Gereken 11 Besin

Hamilelik dönemi, bir kadının hayatının en hassas dönemlerinden biridir. Bu nedenle hamile kadınlar için sağlıklı beslenme çok büyük önem taşımaktadır. Hamile kadınların bu dönemde zararlı yiyecek ve içeceklerden uzak durmaları gerekmektedir. Bazı besinler nadiren tüketilmesi gerektiği gibi bazı besinlerin de hiç tüketilmemesi gerekmektedir.

 

 

  • Cıva İçeriği Yüksek Balıklar

Balık protein, omega 3 ve omega 6 yağ asitleri yönünden zengin bir besin kaynağıdır.Gebelikte düşük cıva içerikli balık tüketmek oldukça sağlıklıdır ve bebeğin beyin gelişimi için büyük önem taşımaktadır. Ancak bazı balıklar yüksek  miktarda cıva içerirler. Cıva gibi ağır metal toksinler vücuda alındıklarında çok zararlı olabilirler. Bebeğin gelişmekte olan sinir sistemine zarar verebilir. Yüksek miktarlarda alımının sinir sistemine, bağışıklık sistemine ve böbreklere toksik etkisi bulunabilmektedir. 

Kirli sularda daha fazla miktarda bulunmaktadır. Özellikle büyük denizlerde yaşayan büyük deniz balıklarında ve derin su balıklarında yüksek miktarda civa birikebilmektedir. Bu nedenle, gebe kadınlara yüksek miktarda cıva içeriğine sahip balıkların tüketiminin ayda 1-2’den fazla porsiyonla sınırlandırmaları tavsiye edilmektedir.

Yüksek cıva içeriğine sahip balıklar:

  • Köpek balığı
  • Kılıçbalığı
  • Kral uskumru
  • Ton balığı (özellikle de albacore ton balığı) cıva içeriği yüksek olarak bulunmaktadır.

 

 

  • Az Pişmiş veya Çiğ Balıklar

Çiğ balıklar, özellikle kabuklu deniz ürünleri çeşitli enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Bunlar Vibrio, Salmonella ve Listeria gibi viral, bakteriyel veya parazit kaynaklı enfeksiyonlara yol açabilmektedirler. Bazı enfeksiyonlar sadece anneyi etkileyip kişiyi zayıf düşürebilmektedir. Ancak bazı enfeksiyonlar ise bebeğe ciddi sorunlara yol açabilmektedir.

Özellikle hamile kadınlar Listeria enfeksiyonlarına duyarlıdır. Bu bakteriler toprakta ve kirlenmiş sularda veya bitkilerde bulunabilmektedir. Çiğ balıkların tüketilmesi ile veya sigara içerken vücuda alınabilmektedir.

Listeria, bireyde herhangi bir hastalık belirtisi göstermese bile plasentadan doğmamış bir bebeğe geçerek erken doğum, düşük doğum, ölü doğum ve diğer ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Hamile kadınların çiğ balık ve kabuklu deniz hayvanlarından kaçınmaları tavsiye edilmektedir.

 

 

 

  • Az Pişmiş, Çiğ veya İşlenmiş Et

Az pişmiş veya çiğ et tüketimi E. coli, Listeria ve Salmonella dahil olmak üzere birçok bakteriden veya parazitten kaynaklanan enfeksiyon riskini artırmaktadır. Bakteriler, doğmamış bebeğin sağlığını tehdit edip ölü doğum veya mental retardasyon, körlük ve epilepsi dahil olmak üzere ağır nörolojik hastalıkların riskini artırabilmektedir. 

Hamburger eti, kıyma, kümes hayvanları dahil olmak üzere birçok etin asla çiğ veya az pişmiş tüketilmemesi gerekmektedir. Sosisli sandviçler, şarküteri ürünlerinin de çiğ tüketilmemesi gerekmektedir. Bu tür etlere, işleme veya depolama sırasında çeşitli bakteriler bulaşmış olabilmektedir. Çiğ tüketildiği takdirde enfeksiyonlara yol açarak anne ve bebek sağlığını tehdit etmektedir. Hamile bireylerin etleri pişirerek veya ısıtarak tüketmesi önerilmektedir.

 

 

  • Çiğ Yumurta

Çiğ yumurta Salmonella ile kontamine olabilmektedir. Salmonella enfeksiyonlarının semptomları genellikle sadece anne tarafından görülmekte ve ateş, bulantı, kusma, mide krampları ve ishale yol açabilmektedir. Bununla birlikte, nadir durumlarda enfeksiyon, rahimde kramplara yol açarak erken doğum veya ölü doğuma neden olabilmektedir.

Yaygın olarak çiğ yumurta içeren besinler:

  • Hafifçe çırpılmış yumurta
  • Haşlanmış yumurta
  • Hollandez sosu
  • Ev yapımı mayonez
  • Salata sosları
  • Ev yapımı dondurma

Hamile bireyler, her zaman yumurtaları iyice pişirmelidir veya pastörize yumurta kullanmalıdırlar.

 

 

  • Organ Etleri

Organ etleri, B12, A vitamini, bakır gibi bileşenlerin iyi bir kaynağıdır. Ancak hamile bireylerde çok fazla tüketimi önerilmemektedir. Özellikle A vitamininden zengin besinlerin fazla tüketimi toksik etki yaratabilmektedir. A vitamini toksisitesinin yanı sıra doğum kusurlarına ve karaciğer toksisitesine yol açabilecek anormal derecede yüksek bakır seviyelerine de neden olabilmektedir. Hamile kadınlarda haftada birden fazla tüketimi önerilmemektedir.

 

 

  • Kafein

Kafein dünyada en çok kullanılan psikoaktif maddedir. Kahve, çay, meşrubat ve kakaoda zengin kaynaklarındandır. Hamile kadınlara genellikle kafein alımını günde 200 mg’dan az veya 2–3 fincan kahve ile sınırlandırmaları tavsiye edilmektedir.

Kafein çok hızlı emilerek kolayca plasenta ve fetüse geçebilmektedir. Fetüsün ve plasentanın kafeini metabolize etmek için gerekli enzimlere sahip olmadıkları için yüksek seviyeler oluşabilmektedir. Yapılan araştırmalara göre hamilelik sırasında yüksek kafein alımının fetal büyümeyi kısıtladığı ve doğum sırasında düşük doğum ağırlığı riskini artırdığı gözlemlenmiştir.

Aynı zamanda yüksek kafein alımının düşük doğum ağırlığı, daha yüksek bebek ölüm riski ve bebeğin erişkinlik çağında tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gibi riskler ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Bunun yanında aşırı kahve tüketimi demir emilimini olumsuz yönde etkileyerek anemiye (kansızlığa) sebep olmaktadır.

 

 

  • Çiğ Filiz

Turp ve mung fasulyesi filizi Salmonella gibi vücuda zararlı olan bakteriler ile kontamine olabilmektedir. Tohumların filizlenmeye başlaması için gerekli olan nemli ortam bu tür bakteriler için ideal bir ortamdır. Bu nedenle çiğ olarak tüketilmesi önerilmemektedir. Pişirilerek tüketilebilinmektedir.

 

 

  • Yıkanmamış Besinler

Yıkanmamış veya soyulmamış meyve ve sebzelerin yüzeyi çeşitli bakteri ve parazitlerle kontamine olabilmektedir. Bunlar, topraktan elde edilebilen Toxoplasma, E. coli, Salmonella ve Listeriayı içerebilmektedir. Kontaminasyon, üretim, hasat, işleme, depolama, nakliye veya perakende satış sırasında herhangi bir zamanda meydana gelebilmektedir. Bakteriler hem anneye hem de doğmamış bebeğine zarar verebilmektedirler.

Örneğin Toxoplasmosis alan insanların çoğunda semptom görülmezken diğerlerinde ise bir ay veya daha fazla grip geçirmiş gibi hissedebilirler.

Toxoplasma ile enfekte olan bebeklerin çoğu henüz anne karnındayken doğumda herhangi bir semptom göstermemektedir. Ancak, körlük veya zihinsel engeller gibi belirtiler yaşamın ilerleyen dönemlerinde gelişebilmektedir.

Hamile bireylerin meyveleri ve sebzeleri iyice yıkayıp, soyup veya pişirerek tüketmesi enfeksiyon riskini en aza indirmek çok önemlidir.

 

 

  • Pastörize Edilmemiş Süt, Peynir, Meyve Suları

Çiğ süt ve pastörize edilmemiş peynir Listeria, Salmonella, E. coli ve Campylobacter dahil olmak üzere birçok zararlı bakteri içerebilmektedir. Aynı zamanda bakteriyel kontaminasyona yatkın olan pastörize olmayan meyve suyu için de aynı durum söz konusu olabilmektedir. Bu enfeksiyonlar, doğmamış bir bebek için hayati tehlikeye sebebiyet verebilmektedir.

Pastörizasyon, herhangi bir zararlı bakteriyi, ürünlerin besin değerini değiştirmeden öldürmenin en etkili yolu olmaktadır. Enfeksiyon riskini en aza indirmek için hamile kadınlara sadece pastörize süt, peynir ve meyve suyu tüketmeleri önerilmektedir.

 

 

  • Alkol

Hamilelik ve ölü doğum riskini artırdığı için hamile kadınların alkol almayı tamamen bırakmaları gerekmektedir. Küçük bir miktar bile bebeğin beyin gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir. Ayrıca fasiyal deformiteleri, kalp kusurlarını ve mental retardasyonu içeren fetal alkol sendromuna da neden olabilmektedir. Hamilelik sırasında tüketilen hiçbir alkolün güvenli olmadığı kanıtlanmıştır ve alkol tüketiminin bırakılması önerilmektedir.

 

 

  • İşlenmiş Gıdalar

Hamilelik hızlı bir büyüme ve gelişmeni olduğu bir dönemdir. Sonuç olarak, hamile kadınların protein, folat ve demir de dahil olmak üzere pek çok önemli besin maddesine ihtiyacı bulunmaktadır. Yine de iki kişilik besin tüketilmesine rağmen günlük alınması gereken kalorinin iki katına ihtiyaç bulunmamaktadır. İkinci ve üçüncü trimesterde günde yaklaşık 350-500 ekstra kalori yeterli olmaktadır.

Hamile bireylerin diyetleri, tüm besin gruplarından oluşmalıdır ve annenin ve bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak için bol miktarda besin tüketmeleri gerekmektedir.

İşlenmiş gıdaların genellikle besin ögeleri düşük olup kalori, şeker ve yağ miktarları yüksek olarak bulunmaktadır. Dahası eklenen şeker, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı da dahil olmak üzere çeşitli hastalıkların gelişme riskini önemli ölçüde artırmaktadır. Hamilelik sırasında kilo alımı gerekli olsa da fazla kilo alımı birçok komplikasyon ve hastalık ile ilişkilendirilmektedir. Bunlar gebelik veya doğum komplikasyonlarının yanı sıra gestasyonel diyabet riskini de artırmaktadır. Aynı zamanda bebeğin ileriki yaşlarında obez olma riskini artırmakta ve uzun süreli sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.

Write a comment