Gulutatyon: Nedir?, Nasıl Alınır? Faydaları, Doğal Yollarla Arttırma, Formları

Glutatyon, hücrelerde üretilen bir antioksidandır. Üç amino asitten oluşur; glutamin, glisin ve sistein. Vücuttaki glutatyon seviyeleri, yetersiz beslenme, çevresel toksinler ve stres olmak üzere birçok faktör tarafından azalabilir. Yaş ilerledikçe vücuttaki seviyeleri azalmaktadır. Ayrıca kapsül ve sıvı formda bir oral takviye olarak da mevcuttur. Ancak glutatyonun oral olarak alınması etkili olmayabilir. Araştırmalar intravenöz yol ile alımının etkili bir yol olduğunu göstermektedir.

 

Glutatyon Nedir?

Düşük glutatyon seviyeleri yukarıda bahsettiğimiz hastalıklara sebep olabilir. Oral veya intravenöz takviye ile glutatyon seviyelerini arttırmak mümkündür.

 

Nasıl Alınır?

Oral yol (ağızdan verilen) ile alınan formların etkinliği, bağırsaklardan emiliminin az olması nedeniyle çok düşüktür. Maksimum etkinlik için glutatyonun IV (damardan verilen) formları kullanılmalıdır.

 

Glutatyonun Faydaları

 

1) Oksidatif Stresi Azaltır

Oksidatif stres, serbest radikallerin üretimi ile vücudun savaşma yeteneği arasında bir dengesizlik olduğunda ortaya çıkar. Glutatyon, oksidatif stresin etkisini ortadan kaldırmaya yardımcı olur ve bu hastalık risklerini azaltabilir. Yapılan bir arştırmaya göre glutatyon eksikliğinin, kansere yol açabilecek oksidatif stres seviyelerinin artmasına yol açtığını belirtildi. Ayrıca, yüksek glutatyon seviyelerinin kanser hücrelerinde antioksidan seviyelerini ve oksidatif strese karşı direnci artırdığını belirtilmiştir.

 

2)Yağlı Karaciğer Hastalığında Hücre Hasarını Azaltır

Karaciğerdeki hücre ölümü, glutatyon dahil antioksidanların eksikliği nedeniyle şiddetlenebilir. Bu durum hem alkolü kötüye kullananlarda hem de kullanmayanlarda karaciğer yağlanmasına yol açabilir. Yapılan çalışmalarda, glutatyonun alkolik ve alkolsüz kronik yağlı karaciğer hastalığı olan bireylerin kanındaki protein, enzim ve bilirubin düzeylerini iyileştirdiği gösterilmiştir. Glutatyonun, karaciğer yağlanması olan kişilere intravenöz olarak yüksek dozlarda verildiğinde en etkili olduğunu bildirilmiştir. Bir diğer çalışmada ise dört ay boyunca günlük 300 miligramlık dozlarda oral yoldan uygulanan glutatyonun, proaktif yaşam tarzı değişikliklerini takiben karaciğer yağlanması olan kişiler üzerinde olumlu etkileri olduğunu bildirilmiştir.

 

3)Yaşlı Bireylerde İnsülin Direncini Arttırır

İnsanlar yaşlandıkça daha az glutatyon seviyelerine sahip olurlar. Çalışmalar yaşlı bireylerde kilo yönetimi ve insülin direncinde glutatyon tedavisini hayvan ve insan çalışmalarında bir arada kullanılmıştır. Çalışma bulguları, düşük glutatyon seviyelerinin daha az yağ yakımı ve vücutta daha yüksek yağ depolama oranları ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Daha yaşlı denekler, glutatyon seviyelerini artırmak için diyetlerine sistein ve glisin eklenmiş, iki hafta içinde seviyelerin yükselmiş, insülin direncini ve yağ yakımını iyileştirilmiştir.

 

4) Periferik Arter Hastalığı Olan Kişiler İçin Hareket Kabiliyetini Arttırır

Periferik arterler, plaklar tıkandığında ortaya çıkar. En sık bacaklarda olur. Yapılan bir araştırmada; glutatyon alan katılımcılara beş gün boyunca günde iki kez intravenöz infüzyon verildi ve ardından hareketlilik açısından analiz edildi. Glutatyonun dolaşımı iyileştirdiğini ve çalışma katılımcılarının daha uzun mesafeler için ağrısız yürüme yeteneğini artırdığını bildirildi.

 

5) Parkinson Hastalığının Semptomlarını Azaltır

Parkinson hastalığı, merkezi sinir sistemini etkiler ve titreme gibi semptomlarla tanımlanır. Bir çalışmada, intravenöz glutatyonun titreme ve sertlik gibi semptomlar üzerindeki olumlu etkilerini görüldüğü bildirildi. Daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da vaka raporu, glutatyonun semptomları azaltmaya ve bu hastalığı olan kişilerde yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.

 

6) Otoimmün Hastalıklarla Mücadeleye Yardımcı Olabilir

Otoimmün hastalıkların neden olduğu kronik inflamasyon oksidatif stresi arttırarak romatoid artrit, çölyak hastalığı ve lupus gibi bazı hastalıkları arttırabilir. Yapılan bir çalışmaya göre glutatyon, vücudun immünolojik tepkisini uyararak veya azaltarak oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olur. Otoimmün hastalıklar, belirli hücrelerdeki mitokondriye saldırır. Glutatyon, serbest radikalleri ortadan kaldırarak hücre mitokondrisini korumaya çalışır.

 

7) Otizmli Çocuklarda Oksidatif Hasarı Azaltabilir

Yapılan çalışmalara göre otizmli çocukların beyinlerinde daha yüksek oksidatif hasar ve daha düşük glutatyon seviyelerine sahip olduğunu belirtmektedir. Bu durum otizmli çocuklarda cıva gibi maddelerden kaynaklanan nörolojik hasara karşı duyarlılığı arttırmıştır. 3 ila 13 yaş arası çocuklar üzerinde yapılan sekiz haftalık klinik çalışma, glutatyonun oral veya transdermal uygulamaları kullanılmıştır. Otistik semptom değişiklikleri çalışmanın bir parçası olarak değerlendirilmemiş ancak her iki gruptaki çocukların; sistein, plazma sülfat ve tam kan glutatyon seviyelerinde iyileşme göstermiştir.

 

8) Diyabetin Etkisini Azaltabilir

Uzun vadeli yüksek kan şekeri, düşük miktarda glutatyon ile ilişkilidir. Bu oksidatif strese ve doku hasarına yol açabilir. Yapılan çalışmalar, sistein ve glisin ile diyet takviyesinin glutatyon seviyelerini artırdığını bulmuştur. Ayrıca, yüksek şeker seviyelerine rağmen, kontrolsüz diyabetli kişilerde oksidatif stresi ve hasarın azaldığı görülmüştür.

 

9) Solunum Yolu Hastalığı Semptomlarını Azaltabililir   

N-asetilsistein, glutatyonun yan ürünüdür. Astım ve kistik fibroz gibi durumları tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır. Bir inhalant olarak mukusun incelmesine ve daha az macun kıvamına gelmesine yardımcı olur. Ayrıca iltihabı azaltır.

 

Glutatyon Seviyelerini Arttırmanın Doğal Yolları

 

  • Kükürtten zengin gıdalar tüketilmeli:

Kükürt, glutatyon üretmek için önemlidir. Bu nedenle; sığır eti, balık ve kümes hayvanları gibi kükürt açısından zengin proteinlerin yanı sıra allium ve turpgillerden sebzeler tüketilmelidir.

 

  • C vitamini alınımı arttırılmalıdır:

Araştırmacılar; C vitamininin önce serbest radikallere saldırarak glutatyon seviyelerini artırmaya yardımcı olabileceğini ve böylece glutatyonu koruyabileceğini keşfettiler. Ayrıca, C vitamininin oksitlenmiş glutatyonu aktif formuna geri dönüştürerek glutatyonun yeniden işlenmesine yardımcı olduğunu bulunmuştur. Aslında araştırmacılar; sağlıklı yetişkinlerde C vitamini takviyesi almanın beyaz kan hücrelerinde glutatyon seviyelerini artırdığını bildirmiştir. C vitamini, glutatyon seviyelerinin korunmasında hayati bir rol oynar. Bu nedenle, C vitamini takviyesi almak vücudunuzdaki glutatyon seviyelerini artırmaya yardımcı olabilir.

 

  • Selenyum Açısından Zengin Gıdalar Tüketilmeli:

Selenyum, glutatyon üretimi için bir kofaktördür. Balık, sakatat etleri ve Brezilya fıstığı, doğal olarak glutatyon seviyenizi arttırmanıza yardımcı olabilecek selenyum açısından zengin gıdalardır.

 

  • Glutatyondan Zengin Gıdalar Tüketilmeli:

Diyetteki glutatyon, vücut tarafından tam olarak emilmez. Bununla birlikte, avokado, ıspanak ve bamya gibi glutatyon açısından doğal olarak yüksek yiyecekler dahil etmek oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olabilir.

 

  • Peynir Altı Suyu Proteini:

Peynir altı suyu proteini, yeterli glutatyon üretimini sürdürmeye yardımcı olan iyi bir sistein kaynağıdır. Bu nedenle peynir altı suyu proteini, glutatyon seviyenizi yükseltmeye yardımcı olabilir.

 

  • Deve Dikeni:

Deve dikeni özündeki aktif bileşen, silimarin olarak adlandırılır. Deve dikeni takviyeleri, muhtemelen silimarine atfedilen etki ile glutatyon seviyelerinde bir artışa neden olabilir.

 

  • Zerdeçal Özü:

Zerdeçalda önemli bir bileşen olan kurkumin, glutatyon seviyelerini artırabilir. Yemeğinizi zerdeçal ile tatlandırmak lezzetli olsa da, seviyenizi artırmak için zerdeçal özünde bulunan daha konsantre kurkumin formlarına gerek olabilir.

 

  • Yeterli Uyku:

Kronik uyku eksikliği, glutatyon seviyelerinde düşüşe neden olabilir. Tersine; düzenli olarak yeterince uyumak, glutatyon seviyenizi yükseltmenize/korumanıza yardımcı olabilir.

 

  • Düzenli Egzersiz:

Düzenli fiziksel aktivite(özellikle kardiyo ve ağırlık çalışması), glutatyon seviyelerinizi artırmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte, dengeli bir diyet ve uygun bir dinlenme olmadan aşırı egzersiz yapmak, glutatyon seviyenizi azaltabilir.

 

Glutatyon Formları

 

Glutatyon, kükürt molekülleri içerir. Bu nedenle kükürt oranı yüksek yiyecekler, vücuttaki glutatyonun doğal üretimini artırmaya yardımcı olabilir.

 

Bunu besinler ise;

  • Brokoli, karnabahar, Brüksel lahanası ve Çin lahanası gibi sebzeler
  • Sarımsak ve soğan
  • Yumurta
  • Fındık
  • Baklagiller
  • Balık ve tavuk gibi yağsız protein kaynakları

 

Glutatyon seviyelerini doğal olarak artırmaya yardımcı olan diğer yiyecekler;

  • Devedikeni
  • Keten tohumu
  • Guso yosunu
  • Kesilmiş sütün suyu

 

Yan Etkiler Ve Riskler

  • Karın krampları
  • Şişkinlik
  • Bronş daralması nedeniyle nefes almada zorluk
  • Döküntü gibi alerjik reaksiyonlar
  • Glutatyon da uykusuzluktan olumsuz etkilenir. Düzenli olarak yeterince dinlenmek, seviyelerin artmasına yardımcı olmaktadır.
  • Glutatyon artırıcı gıdalardan zengin bir diyet, herhangi bir risk oluşturmaz. Bununla birlikte, takviye almak herkes için tavsiye edilmeyebilir. Doktor kontrolünde kullanılmalıdır.

 

 

Özetle

Glutatyon, vücuttaki her hücrenin her gün kullandığı güçlü bir antioksidandır. Araştırmacılar, birkaç hastalıkta kan glutatyon seviyelerini düşük bulmuştur. Bununla birlikte glutatyon takviyesi bu hastalıkların tedavisine anlamlı derecede katkı sağlamıştır. Söz konusu antioksidanları takviye olarak kullanmak olunca, sanılanın aksine yarardan çok zarar verebilir.  2000 yılından sonraki bilimsel araştırmalar, takviye olarak antioksidan alımının kanser oluşum ihtimalini veya mevcut bir kanserin yayılma riskini arttırdığını söylemektedir.  Sonuç olarak glutatyon, birçok takviye gibi eksikliği kanıtlanmadıkça kullanılmamalıdır.

 

Write a comment