Bilinçsiz Gıda Takviyesi Alımının Etkileri

Gıda takviyeleri genellikle alınan enerjiyi arttırmak, kilo kaybını desteklemek, kemik ve eklem sağlığını korumak gibi amaçlarla kullanılmaktadırlar.

Council of Responsible Nutrition’a (Sorumlu Beslenme Konseyi (CRN)) göre ABD’deki yetişkinlerin %75’inden fazlası şu anda gıda takviyesi alıyor ve ülkemizde de durum çok farklı değil. Bilinçsiz bir şekilde gıda takviyesi alımı maalesef ki çok fazla. Bu takviyeler, çok fazla kullanılmasına rağmen, son zamanlarda yapılan bir çalışmada multivitaminlerin, D vitamini, kalsiyum ve C vitamininin; kardiyovasküler hastalıkların veya erken ölümlerin önlenmesinde hiçbir avantajı olmadığı gösterilmiştir.

Uzmanların sağlıklı, çeşitli bir diyetin yanı sıra bazı mikro besin ögesi takviyelerini önerdikleri durumlar da vardır. Örneğin, folik asit gelişmekte olan fetüsü nöral tüp defektinden korumak için gebeliğin ilk haftalarında ve öncesinde verilir. D vitamini takviyeleri (günde 10 mikrogram) ise özellikle kış aylarında verilebilmektedir. İngiltere’deki 5 yetişkinden 1’i ve genç kızların neredeyse %40’ı düşük D vitamini seviyelerine sahiptir. Bu da kas-iskelet sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. D vitamini eksikliği olmadığı halde D vitamini takviyesi kullanan bireylerin ölüm riski artabilmektedir.

 

İnsan vücudu besinleri doğal yolla tüketebileceği şekilde bir sindirim sistemiyle doğmuş; besinleri sindirebilmesi ve kullanabilmesi için tasarlanmıştır. Bu, takviyelerin her zaman zararlı olduğu anlamına gelmemeli, ancak günlük rutine eklenmeden önce birey gıda takviyelerine ihtiyaç duyup duymadığını dikkatlice gözlemlemeli ve mutlaka bir doktora danışmalıdır.

Yüksek miktarda gıda takviyesi alındığında, vitamin ve mineraller emilim için yarışmaya başlarlar ve bu da vücutta tehlikeli besin ögesi dengesizliklerine yol açabilir.

Yapılan bazı araştırmalarda, gıda takviyelerin kullanılmasının kanserden veya kardiyovasküler hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin azaltılmasında herhangi bir etkisinin bulunmadığı, buna karşın besinlerdeki bazı besin ögelerinin sağlığa yararlı etkileri olduğu bulunmuştur (örneğin akdeniz diyeti ile beslenmenin birçok faydası bulunmaktadır.).

 

Besin ögesi bakımından zengin besinler temel besleyici ögeleri ve doğal olarak ortaya çıkan biyoaktif bileşenleri içermektedirler. Çalışmalarda, besinler ile sağlık arasında pozitif bir ilişki olduğu gösterilmiştir fakat hangi besin ögelerinin bundan sorumlu olduğu kesin olarak belirlenmemiştir. İşin özü, tek bir besin ögesi değil, diyetin bir bütün olarak sağlık üzerinde çok fazla olumlu etkisi bulunmaktadır.

  • Besinlerden (takviyelerden değil) yeterli miktarda A vitamini, K vitamini ve magnezyum alımı, düşük ölüm riskiyle ilişkilidir.
  • Besinlerle (takviyelerden değil) yeterli seviyelerde alınan K vitamini, magnezyum ve çinko; kardiyovasküler hastalık oluşumu riskini ve ölüm riskini azaltmaktadır.
  • Takviye olarak fazla kalsiyum alımı (günde en az 1.000 miligram (mg) ek doz), kanser oluşumunu ve ölüm riskini arttırmaktadır. Besinlerle alınan kalsiyumun ise böyle bir etkisi gözlenmemiştir.
  • Bunlardan farklı olarak tek başına folik asit ve folik asit ile B vitaminlerinin takviyesi kalp hastalığı riskini azaltabilmektedir.

Sonuç olarak besinlerden yeterli besin ögesi alımı, hastalık ve ölüm riskini azaltmaktadır ve takviyelerin bilinçsiz ve fazla alımı zararlı olabilmektedir.

 

Şu İşlemlerden Herhangi Biri Hayatı Tehdit Edici Olabilmektedir:

  • Gıda takviyelerini birleştirmek,
  • Takviyeleri ilaçlarla karıştırmak veya çok fazla takviye almak; özellikle de A vitamini, D vitamini ve demir.

Eğer destek almayı düşünüyorsanız da önce mutlaka doktorunuza danışın. Ayrıca gıda takviyeleri kesinlikle sebze, meyve, et, tahıllar ve kurubaklagiller bakımından zengin, besin ögesi içeriği yüksek sağlıklı ve dengeli bir diyet yerine geçmemelidir.

Write a comment