Besin Tüketiminin Ruh Hali Üzerinde Etkisi

Vücudun bütün organları gibi, beynimiz de, sağlıklı ve düzenli bir şekilde çalışabilmek için doğru gıdalara ihtiyaç duyar. Bu yüzden; bazı gıda veya temel besin eksiklikleri, ruh halimizi etkileyebilmektedir. Bilinçaltı, duygu, düşünce ve inançlar davranışlara etki eder, davranışlar ise hayatı değiştirecek güce sahiptir. İyi beslenme, iyi uyku ve fiziksel anlamda aktif bir yaşam; sağlıklı bir ruh halinin püf noktalarındandır. Ruh sağlığı için doğru beslenmek gereklidir. Pek çok olumsuz psikolojik faktör ve belirti sadece beslenme ve aktivite yöntemlerini değiştirerek olumsuz yönde etkilediği görülmüştür. Psikolojimizi bozan stres faktörlerinin artması hatta kimi zaman işlevselliğimizde bile düşüşlere sebep olan durumların artması, alınan bedensel toksinler kadar önemli ve tehlikeli sayılmaktadır.

 

Depresyon, panik atak, psikosomatik dediğimiz ruhsal sıkıntılardan kaynaklı bedensel ağrı durumları, kronik yorgunluk, uyku hijyeninde bozulma, insomnia (gece uykuya dalmakta sıkıntı çekme) gibi pek çok sağlık sorunun yeme düzenini etkilediği görülmüştür.

  • Yetersiz besin alımı,
  • Besin alerjileri,
  • Hormonal bozukluklar,
  • Sosyal, psikolojik ya da fizyolojik travmalar vücutta dengelerinin bozulmasına yol açabilmektedir.

Bunun sonucunda davranışlarımız olumlu ya da olumsuz bir şekilde etkilenmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalara göre ruh halimize göre beslenme eğilimlerimiz büyük ölçüde değişmektedir. Besin öğelerinin davranış ve ruh halimizi etkilediği yapılan çalışmalarda ortaya çıkmıştır. Bu çalışmalar sonucunda:

 

Proteinler Beynimizi Çalıştırır:

Proteinler sindirim sırasında aminoasitlere parçalanırlar. Bu aminoasitlerle oluşan nörotransmiterler (uyarıcı tepki) bizim uyanık kalmamıza ve enerjimizi artırıp tamamen kullanmamıza neden olur. Protein alımı çok önemlidir. Proteini yüksek gıdaların başında; balık, et yumurta ve kümes hayvanları gelmektedir. Yeterli oranda aminoasit alınmaması; depresyona, konsantrasyon kaybına, hormon dengesizliklerine ve uyku bozukluklarına yol açabilir. Etler, insan beslenmesinde önemli yer tutmaktadır. Kümes hayvanları, balık ve süt ürünleri vücudun ihtiyaç duyduğu ama kendi kendine üretemediği triptofan açısından zengin besinlerdendir. Triptofan, mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin hormonun sentezlenmesinde rol oynamaktadır. Vücutta triptofan seviyesinin düşük olması durumunda, serotonin düzeyleri düşer. Bu durum, mutsuzluk ve sinirliliğe sebep olabilir. Yapılan bir araştırmada; et tüketicilerinde ve et tüketmeyenlerde psikolojik sağlığı incelenmiş ve et tüketmeyenlere karşı et tüketenlerde depresyon, anksiyete daha az görülmektedir. 18 çalışmadan on biri etten uzak durmanın daha kötü psikolojik sağlıkla ilişkili olduğunu, dört çalışmanın şüpheli olduğunu ve üçünün etten vazgeçenlerin daha iyi sonuçlara sahip olduğunu gösterdi. En titiz çalışmalar, et tüketiminden kaçınan katılımcılarda depresyon ve/veya anksiyete prevalansının veya riskinin önemli ölçüde daha yüksek olduğunu göstermektedir.

 

Huzur İçin Kompleks Karbonhidrat:

Karbonhidratlar kan akışını hızlandıran etkiye sahiptir. Bizim sakin kalmamıza karbonhidratlar oldukça yardım ederler. Araştırmalar; iki hafta süresince diyete maruz kalarak karbonhidrat alımı azalan insanlarda diyet sonrası depresyona girme tehlikelerinin arttığı ortaya çıkmıştır. Karbonhidrat bulunduran yiyecekler arasında; ekmek, krakerler, makarna, pirinç, meyve ve tahıllar ilk akla gelenler arasında bulunmaktadır. Fakat karbonhidratların da “iyi” olanları, beyazlaştırılmamış olanlardır. Hem lif açısından zengindir hem de kan şekerini düşürüp, halsizlik ve yorgunluk hissetmemize neden olmazlar. Lif içeriğinin fazla olması ise bağırsak sağlığına iyi gelecektir. Bağırsağı sağlıklı olan kişi, daha az mutsuz olacaktır.

 

Folik Asit Depresyon Önler:

Folik asitin azlığı, depresyona neden olmaktadır. Nedeni ise folik asit azlığının beyinde serotoninin (mutluluk hormonu) azalmasına neden olmasıdır. Bu yüzden folik asit bireyler için çok önemlidir. Depresyonlu hastaların diğer insanlara oranla daha az folik asit miktarına sahip oldukları yapılan başka geniş kapsamlı araştırmalarda ispatlanmıştır.

 

Mutluluk İçin Triptofan:

Triptofan, mutluluk hormonu olan serotonini arttırır. Triptofan ihtiyacını karşılamak için yumurta, ceviz, yulaf ve peynir tercih edilebilir. Mutluluk hormonu arttıkça iştah azalır. Ayrıca uyku bozukluklarında ve depresyonda vücuttaki triptofan düzeyi düşer. Çoğu zaman insanlar, ruh halleri kötüyken bir şeyler atıştırmaya çalışır. Kişi; mutsuzken çikolata, kızgınken cips veya ne bulursa yer. Sonuçta sıkıntılı duygulardan bu şekilde kurtulacağını sanır. Bu yüzden duyguların farkında olmak ve duyguları hissetmeye izin vermek önemlidir. Ayrıca negatif duyguları hissetmek gayet normaldir. Bu tarz bir probleminiz varsa “Duygusal yeme” yazımızı okuyabilirsiniz. Yapılan araştırmalarda günlük beslenmesini ve ruh halini kaydetmeyi alışkanlık haline getiren bireyler, ideal kiloya inme ve bu kiloyu korumak açısında daha başarılı olduğu görülmüştür. Duygusal yeme alışkanlığından kurtulmak, neyi-nasıl yediğinizi öğrenmek için günlük tutmak çok yardımcı olmaktadır. Yaklaşık son 10 yılda yapılan araştırmalar; fiziksel ve zihinsel sağlığın bir bütünün parçası olduğunu ve ayrılamaz olduğunu göstermektedir. Örneğin; sağlıklı besin tüketimi düşük düzeyde olanlara kıyasla, beslenmesinde tam tahıl, işlenmemiş et, sebze, meyve gibi besinleri tüketen Avustralya’lı kadınlarda; bipolar bozukluk, anksiyete veya depresyon tanısı daha az konulmuştur. Bugüne kadar beslenme psikiyatrisi alanında besinler ve psikiyatrik bozukluklar arasında en güçlü ilişki depresyon riskinde bulunmuştur. Ancak kanıtlar; besinlerin aynı zamanda anksiyete bozuklukları, demans, şizofreni ve dikkat eksikliği gibi bozukluklarda da rol oynadığını ortaya koymuştur.

Serotonin teorisi, yiyeceklerin ruh halimizi nasıl etkilediğine açıklık getirmektedir. Nörotransmitterler ve nöromodülatörler; sinir sistemi içerisindeki kimyasal iletişimin temel birimleridir. Serotonin, beynin; istiridye, salyangoz, ahtapot, kalamar, muz, ananas, erik, fındık, süt, hindi, ıspanak ve yumurta gibi besinlerde bulunan triptofandan ürettiği önemli bir nörotransmiterdir. Uyku, iştah ve dürtü kontrolünün düzenlenmesi serotonin görevleri arasındadır ve artmış serotonin seviyesi, ruh halinin iyi olması ile ilişkilidir.

Write a comment